Kavram Olarak Silahların Eşitliği Silahların eşitliği ilkesi, sanık ve iddia makamının savunma için gerekli usuli haklardan aynı oranda faydalanması, aynı zaman ve koşullara sahip olması ,tarafların iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önüne sunabilmelerini ifade eder. İlke gereği savunma ile iddia makamı eşit şartlarda davasını hazırlama ve sunmada aynı imkanlara sahip olmalıdır. Silahların eşitliği ilkesi kişinin kendini hakkını savunabilmesinin temel taşıdır. Adeta bir güvencedir. Bu ilke uyuşmazlığın taraflarının birbirleriyle eşit şekilde davasını hazırlama ve davasını sunmada da aynı koşullara sahip olmasını gerekli kılar. Sanık hakkındaki isnadı öğrendikten sonra buna karşı savuma yapabilmesi için yeterli bir zamana ihtiyacı vardır. Bu ilke sanığın müdafiyle görüşmesi ve dosyayı görebilmesini de gerekli kılar. Silahların eşitliği ilkesi, ceza yargılaması yapılan mahkemenin önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından davanın tarafları arasında usuli bir eşitlik halinin bulunmasını ve ayrıca bu bahsettiğimiz hak ve yükümlülük bağlamında bu dengenin ceza yargılaması boyunca korunmasını ve bir anlamda ceza yargılamasındaki mücadelenin eşit yani birbirlerine denk olan silahlarla yapılması olarak tanımlanabilir . Yargılama sürecinde yapılan her türlü usuli işlem, delil ve karşı delil sunma, iddia ve karşı iddiada bulunma gibi hususlar da silahların eşitliği ilkesine uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Silahların eşitliği prensibi, ceza yargılamasında sanığın aleyhine bir hukuki durumun yaratılmamasını da kapsamaktadır.” Silahların eşitliği ilkesi şüpheli ve sanık arasında tam bir eşitlik sağlandığı anlamına gelmez. Silahların eşitliği ilkesi ülkemizin de dahil bulunduğu Kıta Avrupa Hukuk Sistemi’ne göre henüz iddia ve savunma makamlarının her bakımdan eşit olması demek değildir. Silahların eşitliği ilkesinin asıl amacı savunma makamının bir hukuk devletinin kendisine tanınmış bulunan hakları gerçekten kullanabilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesinin birinci fıkrasında adil yargılanmanın unsurlarından bahsedilirken silahların eşitliği ilkesine vurgu yapılmıştır. Bunun dışında bu kavram açıkça zikredilmemiştir. Adil yargılanma koşullarını düzenleyen 6. maddenin 1. bendindeki “... hakkaniyete uygun ...” yargılama kavramı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yorumları sonucunda “silahların eşitliği” ilkesinin hukuksal temelini oluşturmuştur. Silahların eşitliği ilkesi bir denge mekanizması oluşturur ve bu denge mekanizması aynı zamanda adil yargılanmanın da bir unsurudur. Silahların eşitliği ilkesiyle adil yargılanmanın tüm unsurları güvence altına alınamasa da; en azından tutuklamanın koşullarına uygun olması, çelişmeli yargılama, duruşmalı inceleme, müdafiden yararlanma ve gerekçeli karar gibi unsurlar güvence altına alınmıştır. AİHM, ilk kez Göç/Türkiye kararında temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesinin tebliğ edilmemesini silahların eşitliği ilkesi bağlamında ele almış ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Soruşturma yaparak kamu davası hazırlama görevi olan Cumhuriyet savcısının soruşturma evresinde savunma makamından fazla yetkilere sahip olması gerekir, ancak bu yetkinin gerektiğinden fazla verilmesi hakkaniyete aykırı düşer. Ayrıca, yargılama aşamasında bu dengesizliği giderici tedbirlerin alınması gerekir. CMK m 160/2’ye göre Cumhuriyet Savcısı , maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki ali kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. Silahların eşitliği kavramı, her somut olaya, uyuşmazlığın niteliğine göre değişimler göstermektedir. Örneğin; yargılama işlemleri arasında yer alan kanıt ve karşı kanıtların sunulup tartışılması, ilgilinin yargıç önüne çıkarılma istemi, dava dosyasının özgürce incelenip gerekli görülecek belgelerden örnekler alabilme olanağı, bilirkişi raporlarının yanlara gönderilmesi ve yargılama sürecindeki bir kamusal organdan da gelse, yargıçların kararını etkilemeyi amaçlayan her türlü görüş ve açıklama konusunda bilgilendirilip bunları yanıtlama olanağının taraflara tanınması silahların eşitliği kapsamında değerlendirilen uygulamalardır . Silahların eşitliği ilkesi diğer yargısal temel haklarla yakın bir ilişki içindedir. Silahların eşitliği ilkesiyle eşitlik, adil yargılanma ve onun bir unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı arasında bağ vardır. Zaten Anayasamızın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğü, hukuki dinlenilme hakkının bir parçasını teşkil eden iddia ve savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı ile birlikte düzenlenmiştir. Silahların eşitliği, eşitlik ilkesi ile hukuki dinlenilme hakkının kesiştiği bölgenin adıdır. Silahların eşitliği ilkesi, hukuki dinlenilme hakkını gerekli kılar ve gereği gibi uygulanan hukuki dinlenilme hakkı da silahların eşitliği ilkesinin hayata geçmesine hizmet eder. Silahların eşitliği ilkesi aynı zamanda çelişmeli yargılama ilkesiyle de iç içe geçmiştir. Çünkü çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını, bu nedenle tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Özetle silahların eşitliği ilkesi, yargılamada sanık ve iddia makamının aynı usuli haklara sahip olmalarıdır. Silahların eşitliği ilkesi tarafların etkinliğini arttırarak mahkemeleri daha bir yansız ve bağımsız konuma yönlendirmiştir.
Comments
Başarılı haber elinize sağlık
Açık ve akıcı bir şekilde açıklamışsınız. Emeğinize sağlık.
Elinize sağlık. Başarılı bir haber olmuş